İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince 17/10/2022 tarihli ve 2020/535 Esas, 2022/1451 Karar sayılı olarak vermiş olduğu kararda (“Karar”), özetle brokerin tahsil edilmeyen poliçeleri iptal etmesi gerekeceğini aksi halde tahsil edilmeyen primden sigorta şirketine karşı sorumlu kalacağını kabul eden yerel mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.

Aşağıda ilgili kısımları öne çıkarılan Kararın mevzuat kapsamında yerinde ve doğru olmadığı değerlendirilmekte olup konuyu iki soru dahilinde özet halinde incelemekte fayda bulunmaktadır: 1. Brokerin prim tahsilat sorumluluğu ve bu kapsamda tahsil edilmeyen primlerden sigorta şirketine karşı sorumluluğu var mıdır? 2. Sigorta brokerinin aracısı olduğu sigorta sözleşmesini iptal etme yetkisi var mıdır?

“…Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, bilirkişi heyet ek raporunda; taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesine göre her ay bir önceki ayın mutabakatının yapılmış olması gerektiği, tahsilatı yapılamayan poliçelerin davalı broker tarafından iptal edilmesi gerektiği, protokol gereği her ay davalı ile davacı arasında tüm poliçeler üzerinden yazılı hesap mutabakatı yapılan ve tahsilatı yapılamayıp iptale alınmayan poliçelerden dolayı davalı broker’ın davacı sigortacıya karşı sorumlu olduğu, davalının muavin kayıtlarına göre yapılan virmana ilişkin tevsik edici belge sunulmadığından bu ödemelerin ispat edilemediği, sağlık poliçelerinin takip konusu alacağın bakiyesine konu olmadığı, davacının muavin kayıtlarına göre takip tarihinde 116.415,14-TL alacaklı olduğu, davacının yeni sunduğu kapama listelerinin bakiye rakamı teyit ettiği belirtilmiştir. Taraflar arasında tanzim edilen protokol gereği; broker tarafından koşullarının varlığı halinde usulüne uygun olarak iptal kaydına almadığı ve şirkete iade etmediği, toplam prim tutarından sigorta şirketine karşı sorumlu olduğu, broker tarafından iptal işleminin yerine getirildiğine ilişkin delil sunulmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 116.415,14-TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, davalının muavin kayıtlarına göre toplamda 790.039,39-TL(199.127,91-TL + 590.911,48-TL) virmanla borcun kapatıldığı, davalı tarafça iptal hükümlerinin yerine getirilmeden yapılan virmana ilişkin dayanak belge sunulmadığı dolayısıyla tespit edilen prim borcundan sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamıştır. İptal işlemi yapıldığına dair belge sunulmadan davalı tarafından yapılan tek taraflı virman ile alacağın sıfırlanması hüküm ifade etmediğinden, davalının protokole uygun davranmadığı belirlendiğinden davalı vekilinin hükme yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir…”

Brokerin prim tahsilat sorumluluğu ve bu kapsamda tahsil edilmeyen primlerden sigorta şirketine karşı sorumluluğu var mıdır?

Sigorta sözleşmesiyle kararlaştırılan primi ödeme yükümlülüğü sigorta ettirendedir. (TTK. Md. 1430) Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği’nin (“Yönetmelik”) 16/2 maddesi gereğince prim tahsilatının sigortacı tarafından doğrudan sigorta ettirenden yapılması esastır. Brokerler, düzenlenmesine aracılık ettikleri sigorta poliçeleri ile ilgili olarak müşterilerinden (sigorta ettirenler) prim tahsil etmezler. Prim ödemelerinin doğrudan sigorta ettirenler tarafından ilgili sigorta şirketine yapılması, sigorta şirketinin de primlerin ödenmesini doğrudan sigorta ettirenden talep etmesi gerekmektedir. (Brokerler ve Brokerlik Faaliyeti Denetim Rehberi, Ocak 2015, md. 4.5, s. 26) Ancak Yönetmelik’in 16. maddesi kapsamında broker, sigortacı tarafından aralarında imzalayacakları bir protokol ile prim transferi konusunda yetkilendirilebilir. Prim transferi konusunda yetkilendirilen broker, sigorta ettiren tarafından kendisine ödenen primleri sigortacıya transfer etmek ile yükümlüdür.

Ayrıca 2016/97 sayılı sigorta dağıtımı hakkındaki Avrupa Birliği direktifinde, sigorta aracılarının kendilerine iletilen sigorta primlerini sigortacıya transfer etmeme/edememe riskine karşı müşterilerin korunması amacıyla tavsiye edilen gerekliklerin de mevzuatımızdaki yansıması gereğince;

  1. prim transferinin sadece kesin olarak ayrılmış müşteri hesapları yoluyla yapılabileceği (Yönetmelik md. 16/5);
  2. bu hesapların brokerin malvarlığından sayılmayacağı (Yönetmelik Md. 16/5);
  3. brokere yapılan prim ödemesinin sigortacıya yapılmış sayılacağı (Yönetmelik md. 16/3);
  4. sigorta şirketince brokere yapılan prim iadesinin hak sahibi tarafından tahsil edilmedikçe ödenmiş sayılmayacağı (Yönetmelik md. 16/4) düzenlenmiştir.

Bu bakımdan, prim transfer yetkisi, brokere, sigorta ettiren tarafından sigorta şirketine teslim olunmak üzere kendisine yapılan prim ödemelerini sigorta şirketine iletme yükümlülüğü getirmektedir. Yani broker, kendisine iletilen primler kapsamında sigortacıya karşı sorumludur. Bunun haricinde müşterisi tarafından iletilmemiş primler bakımından brokerin sigortacıya karşı sorumluluğu bulunmamaktadır. Prim borcu kanunen sigorta ettiren üzerinde olması dolayısıyla poliçeye aracılık eden sigorta brokeri prim transferi konusunda yetkilendirilmiş olsa dahi prim borçlusu haline gelmez. Bu sebeple prim transfer yetkisi, brokere prim tahsilat yükümlülüğü doğurmaz.

Ayrıca broker ile sigorta şirketi arasında imzalanan protokolün brokerliğin mevzuata uygun faaliyet göstermesine, bağımsızlığına ve sigorta yaptırmak isteyenleri temsilen ve onların haklarını koruyacak şekilde hareket etmesine hiçbir şekilde olumsuz etkide bulunabilecek nitelik ve içerikte olmaması gerekmektedir. (Brokerler ve Brokerlik Faaliyeti Denetim Rehberi, Ocak 2015, md. 4.3, s. 23) Brokerin kanuni tanım kapsamı (Sigortacılık Kanunu md. 2/1-d) itibariyle temsil ettiği taraf, sigorta ettiren olup sigorta şirketlerine karşı tahsilat yükümlülüğü üstlenmesi bu hali ile de mümkün değildir. Zira kendisinin sigorta şirketi ile kuracağı akdi ilişki kapsamında sigorta şirketine karşı prim tahsilat yükümlülüğü getirmesi, menfaatlerini temsil ettiği ve korumak ile mükellef olduğu sigorta ettiren ile olan kanuni ilişkisi ile çelişmekte hatta zıt düşmektedir. Bu bakımdan bu tür bir tahsilat yükümlülüğü üstlenmiş olsa dahi kanunen geçersiz olduğu kabul edilecektir.

Ancak kendisi, temsil ettiği müşterisinden sigorta şirketine iletmek üzere prim transfer yetkisi kapsamında prim ödemesi kabul edebilir. Yönetmelik’in md. 16/5 kapsamında da belirtildiği üzere bu prim ödemeleri kesin olarak ayrılmış müşteri hesapları üzerinden kabul edilebilir ve ilgili sigorta şirketine transfer edilir. Kesin olarak ayrılmış müşteri hesapları, münhasıran brokerlik faaliyetine tahsis edilmiş hesaplar olup (Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği’nin Uygulanmasına İlişkin Genelge (2015/54) md. 8.4) brokerin iflası halinde diğer alacaklıların ödemelerinde kullanılamaz. Brokerin sigorta şirketine karşı yükümlülüğü, kesin olarak ayrılmış bu müşteri hesabına prim ödemesinin gelmesinden sonra başlamaktadır.

Deniz sigortaları kapsamında ise yukarıda yer verdiğimiz ülke mevzuatımızdan farklı olarak Birleşik Krallık hukuku gereğince 1906 sayılı Deniz Sigortası Kanunu’nun 53. Bölümünde düzenlendiği üzere broker aracılığıyla düzenlenen deniz sigortalarında primin ödenmesi sigorta brokerinin sorumluğundadır. Zira bu kapsamdaki sigortalar çoğunlukla Sigortacılık Kanunu md. 15/2’de sayılan istisnalar gereğince doğrudan yurtdışından broker aracılığıyla yapılmakta ve Birleşik Krallık hukukuna tabi olmaktadır. Ayrıca yine Lloyds’tan düzenlenen poliçeler kapsamında teamülen primin ödenmesinden broker sorumludur.

Sigorta brokerinin sigorta sözleşmesini iptal etme yetkisi var mıdır?

Bu soruya Türk Ticaret Kanunu (“TTK.”) kapsamında sigorta poliçesinin iptalini düzenleyen hükümler kapsamında cevap vermek gerekmektedir.

Kural olarak sigorta poliçesi sigorta ettiren tarafından her zaman iptal edilebilir. Özellikle, sigortacı, sigorta teminatının kapsamında değişiklik yapmadan, ayarlama şartına dayanarak primi yükseltirse, sigorta ettiren, sigortacının bildirimini aldığı tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi feshedebilir (TTK. Md. 1414).

Poliçenin sigortacı tarafından iptali ise ancak Türk Ticaret Kanunu’nda ve Genel Şartlarda tanımlanan hallerde gerçekleşebilir. Örneğin,

  • Primlerin tamamını ödememişken sigorta ettiren konkordato ilan etmişse (TTK. Md. 1413/2),
  • kısmi tazminat ödemesinden sonra (TTK. Md. 1428/2),
  • İlk taksiti izleyen primlerden herhangi biri zamanında ödenmez ise, sigorta ettirene, noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektupla on günlük süre vererek göndereceği ihtara rağmen primin ödenmemesi halinde (TTK. Md. 1434/3),
  • Bir sigorta dönemi içinde sigorta ettirene bu şekilde iki defa ihtar gönderilmişse, ihtar sonucu prim ödenmiş olsa dahi, sigorta döneminin sonunda hüküm doğurmak üzere (TTK. Md. 1434/4).
  • Sigorta sözleşmesi sona erdiği takdirde, Kanunda aksi öngörülmemişse, işlemeyen günlere ait ödenmiş primler sigorta ettirene geri verilir.

Görüleceği üzere TTK. hükümleri gereğince sigorta poliçesi sigorta ettiren tarafından veya sayılan şartlar dahilinde ancak sigortacı tarafından iptal edilebilir. Sigorta brokerine iptal yetkisi veren herhangi bir yasal düzenleme bulunmamakta olup söz konusu yasal düzenlemelerin aksine taraflarca (sigortacı ile broker arasındaki nispi sözleşmesel ilişkide) kararlaştırma yapılması da mümkün olmayıp yapılsa dahi geçerli değildir.

Özellikle tahsil edilmeyen poliçeler bakımından sigortacı ile broker arasında yapılan çalışma esaslarına dair protokollerde söz konusu TTK. hükümlerine aykırı yapılan yukarıdaki karar kapsamında kalan kararlaştırmalar sigortalı aleyhine durum yaratmaktadır. Örneğin, TTK. Md. 1434/3 kapsamında ilk taksiti izleyen primlerden herhangi birinin zamanında ödenmemesi halinde dahi sigortacı ancak sigorta ettirene göndereceği ihtara rağmen 10 gün içerisinde primin ödenmemesi halinde poliçeyi iptal edebilmektedir. Bu bakımdan sigortacının ihtar yükümlülüğünü, TTK. Düzenlemesi hilafına bizzat yerine getirmeden poliçenin iptal keyfiyetini brokere protokol ile vermesi geçersiz olup bu geçersiz keyfi uygulamaya dayanarak brokere de herhangi bir sorumluluk akdi olarak dahi yüklenemez.

Poliçenin broker tarafından iptali konusunda da yine doğrudan yurtdışından düzenlenen poliçeler kapsamında poliçenin tabi olduğu yasal düzenleme ya da teamül gereğince prim ödemesinden brokerin sorumlu olduğu durumlarda broker bu kapsamda kendini koruma altına alabilmek adına brokerin iptal klozu (broker’s cancellation clause) başlığı altında poliçe wordingi oluşturmakta ve bu kloz kapsamında primin sigorta ettiren tarafından kendisine ödenmemesi halinde poliçe şartı olarak bu iptal yetkisini kullanabilmektedir. Bu kapsam haricindeki diğer hiçbir durumda brokere poliçeyi iptal yetki ve sorumluluğu yüklenemez. Yüklense dahi geçerliliği yoktur.

Değerlendirme

Kararda, broker ile sigorta şirketi arasında imzalanan protokol kapsamında tahsilatı yapılamayıp iptale alınmayan poliçelerden dolayı brokerin sigortacıya karşı sorumlu olduğu yönündeki sözleşmesel düzenlemeyi dayanak almış ve brokerin bu kapsamda sigortacıya karşı sorumlu kalacağına hükmedilmiştir. Ancak bu karar, ülkesel mevzuatımıza uyumlu değildir. Yasal mevzuat aksine, broker ile sigortacı bir araya gelerek kendi aralarında primi tahsil edilemeyen bir poliçenin iptalinin broker tarafından gerçekleştireceğine karar veremezler. Böyle bir sözleşme ya da protokol hükmü, sigortalı aleyhine bir durum oluşturur. Bu durum, brokerin kendisine yasal olarak tanımlandığı şekliyle sigorta ettirenin hak ve menfaatlerini temsil etme göreviyle de örtüşmemektedir. Ayrıca, brokerlere verilen prim transfer yetkisi brokerin tahsil edilmeyen primlerden sigorta şirketine karşı sorumluluğunu içermez. Brokerin sigorta şirketine karşı sorumluluğu sadece kendisine iletilen primlerin aralarındaki protokolde kararlaştırdıkları vadelerde sigorta şirketine transfer edilmesini içerir. Bu durumun istisnası ise yabancı ülke mevzuatına tabi poliçelerde yasal düzenleme gereğince ya da yurtdışında düzenlenen poliçelerde teamül olarak kabul edildiği üzere prim ödemesinden brokerin sorumlu olduğu durumlardır.

Tüm bunlara rağmen Karar’ın Yargıtay tarafından mevcut hali ile onanması halinde dahi brokerlere yasal mevzuata aykırı olarak tahsil olunamayan primden sorumluluk ve/veya primi tahsil olunamayan poliçelerin iptali sorumluluğu gelmeyecektir. Ancak söz konusu Karar kapsamında brokerlerin sigorta şirketleri ile aralarındaki mevcut ya da müstakbel protokollerini bu kapsamda gözden geçirmeleri gerekecektir.